Bir efsane, öncü, hayalperest, gözü kara, denizler fatihi... Ömrünü denizlere adayan ve bu mavi sonsuzluğu neredeyse yuvası belleyen, dünyaca bu tutkusuyla tanınan "Kaptan" Jacques Cousteau’nun oğlu Philippe ile ilişkisi bu filmin merkezini oluşturuyor. 1946’da çocukken ilk kez babasıyla denize dalan Philippe, 10 yıl sonra meşhur Calypso gemisinde babasıyla yeniden, bu kez bir yetişkin olarak karşılaşır. Ancak uluslararası şöhretle kaptan çok değişmiş, insanlara solungaç takmak gibi çılgın fikirlere kapılmıştır.