Türkiye sinema endüstrisi son on yılda büyük bir atılım gerçekleştirdi. 2015 yılının verileri hem seyirci hem de üretilen film sayısında önemli bir yükselişe işaret ediyor. Oysa herhangi bir düzenlemeye tâbi tutulmayan sektördeki bu büyüme, dağıtımdaki adaletsizliği ve salon sıkıntısını daha da büyüttü. Tek bir sinema zinciri, pazarın yüzde 50´sinden fazlasını elinde bulundururken, aynı zamanda dağıtım ve yapım süreçlerini de kontrol etmeye başladı. Bu tekelleşme ortamında bağımsız filmlere yer yok gibi görünüyor. Kapalı Gişe, yapımcılar, yönetmenler, dağıtımcılar ve ekonomistlerle seyircinin seçme özgürlüğüne engel olan bu çarpık ekonominin yarattığı tahribatın izini sürüyor.