1965 senesi, Adana… Çamaşırcı Ayşe Kadın’ın büyük kızı Nuran, çevresi tarafından sürekli güzelliği övülen ve artist namzeti olarak görülen fakir bir kızdır. Bir gün, ağabeyi İhsan tarafından yüklü bir başlık parası karşılığında Bedir Ağa’ya satılır. Nuran’ın tek kurtuluş ümidi, büyük bir aşkla sevdiği şoför Reşat’tır. Fakat evlilik hayalleri kurduğu Reşat’ın onu patronunun karısıyla aldattığını öğrenince İstanbul’a kaçıp, hep ona söylenen, arada sırada kendisinin de hayalini kurduğu şeyi yapmaya; yani bir sinema yıldızı olmaya karar verir. Adana kökenli bir rejisör olan Kenan Yılmazer, İstanbul’da Nuran’ın elinden tutarak ona bir şans verir ve şöhret basamaklarına ilk adımını atmasını sağlar. Ancak ne Reşat ne de ağabeyi İhsan, Nuran’ın peşini bırakmayacaktır.